PAD MAN

Bu öyle alışılagelmiş bir super kahramanlık öyküsü değil. Aslında süper bir kahramanı içeriyor ama 

inancından , sevgisinden ve inadından başka süper güçleri olmayan bir süper kahraman. 

Olay Hindistan'da geçiyor. Ve sıradan bir ailede başlıyor. Adam karısını çok seviyor. Ama nüfus fazlalığından dolayı " medeniyet"in ( o da neyse artık) sıklıkla pek uğramadığı ve bir sürü inanç ve görenekle harmanlanmış ve bir sürü adeti olan bir ülkede yaşıyor. 

Bu göreneklerin biri de kadınların regl dönemi boyunca "kirli" addedilerek evlerinin içine alınmaması, kocalarına dokunmamaları. 

Adam yüzyıllarca gelen bu göreneğe takık. Karısı kendisini kirli hisettmesin, bu dönemini hijyen içinde geçirsin diye ona bildiğimiz "ped" almaya karar veriyor. Ama dedim ya Hindistan kolay bir ülke değil. İçinde 5 tane ped in olduğu bir paket ben diyim bizim para ile 200 tl. Tabi karısı bunu kabul etmiyor çok para her ay nereye vericez bunu diyor. 

E bizim adam takık dedim ya ( iyi ki de takık) O zaman ben üretirim daha ucuz olur düşüncesi geliyor. Ve Film başlıyor. 

%100 gerçek yaşamdan alınan bu öykü 3 saatlik bir sinema keyfinde gülerek hüzünlenerek ve bol bol düşünerek keyifle izleyeceğinizi düşünüyorum. 

Benden rahat 8.5 aldı. 

Pervane ( The Breadwinner) 

Afganistan. Kız çocukları. Kadınlar. Özgürlüğün kaybolması.
Sebep?
Çünkü en güçlü silah karşındakini düşünemeyecek kadar itiraz edemeyecek kadar korkutmak ve güçsüz kılmaktır.
Nasıl?
Din ile.

Lütfen izleyin. Ve içinde bulunduğumuz duruma karşı bir şeyler yapın.

9.0

Anthropoid 

Tahmin edin bakalım bu filmde kim oynuyor :P
Tabi ki Cillian Murphy... Tamam tamam endişelenmeyin biraz ara veriyorum bu takibe...
bunu da bir anlatayım da size.
Bu adam ne kadar da çok savaş filminde oynamış ya da ne kadar çok savaş filmi var dünya üzerinde. sanırım savaşların bu kadar çok olmasından mutevelli...
Yine 2. dünya savaşı yine sapık nazilerden kurtulma çabası.yine idealizm...
dönemin en tehlikeli görevini alıyorsunuz bunun için eğitilmişsiniz .  üst düzey bir Nazi genaralini öldürmek....
 Hep merak ediyorum da insanlar idealleri için canlarını feda etmiş olmasalar dı dünya daha kötü ya da daha mı iyi olacaktı.
sanırım bunu asla bilemeyeceğiz.

7.5

The Edge Of Love

Cillian Murph serisine devam. Aşk bu adama yakışıyor. Ama bu aşk zorlu bir aşk işin içinde hem savaş var hem de rekabet. rekabetse çocukluk aşkı ile. Yani ilk aşk ile.
ortada iki kadın iki adam iki çocuk ve çok çok çok aşk var.

Durum karışık ama Keira Nightly nin ve Cillian ın dupduru güzelliği karışıklığı su gibi çözüyor.

Çok büyük puanlar alamasa da boş bir vakitte izlenebilir.

6.5

My First Miracle: Benim İlk Mucizem

Yıllarca kanser tedavisi gören ve bu süreçte hep çok cesur olması beklenen ama aslında hiç de cesur  olamayan 17 yaşında kızınızın tek istediği aşık olmak ve küçük bir öpücük.

Ama hayat O'na beklediğinden daha fazlasını verebilecek mucizler ile dolu.

Öyle pek ağlamaklı bir film değil ama hüzün umut ve mutluluğu güzelce harmanladığı için bir hoş seda oluvermiş işte :)

7.0 puandan ileri gider mi bilemedim ama.

NOT: BU yorumu yazarken birden aklıma " The Fault In Our Stars ( Aynı Yıldızın Altında) filmi geldi. Ah ne güzel film idi o..İzlemediyseniz peşinden O nu da patlatın derim.

Gifted: ( Dahi) 

Oldum olası dramatik bir insan olmuşumdur.  Ve tarz olunca bu filmlere hayır demem hele ki çocukları da içeriyorsa beni ekstra etkiler. 

Gifted da ay ne izlesem acaba diye dakikalarca aranıp da nihayetinde bulduğum filmlerden biri oldu işte. 

6 yaşında bir kız çocuğuna ebeveynlik yapıyorsunuz ama bu o kadar kolay olmuyor çünkü aslında o dünyanın sayılı dehalarından biri. Bir matematik dehası. Tıpkı annesi gibi. 

Peki ama bir deha olmak bir çocuk için ne demek? Hayatı için? 

Çocukluğu mu geleceği mi? ikilemini sakin sakin anlatan güzel bir film olmuş. 

7.0 puanı rahat alır.:)

Maudie:

Otobiyografik filmleri oldum olası seviyorum. Gerçeklik bu benim sinema da sanırım en hoşlandığım etken..
Maudie , doğuştan itibaren Romatoit artrit hastalığına muzdarip olmuş ve hayatı boyunca bu hastalığın vücuduna verdiği deformasyon sebebi ile itilip kakılmış hor görülmüş ama aslında müthiş bir ressam olan Maudie nin hikayesi.

Oyunculuk mükemmel anlatım mükemmel....

Filmin en güzel cümlesi: " Hayat zaten çerçevelenmiş."

Tek kelime ile izlenmeli.

Ethan Hawke ı özlemişim iyi oldu hasret giderdik :)

Benden rahat 7.8 aldı.

In The Heart Of The Sea ( Denizin Ortasında) 

Eh Cillian Murphy serisine ara devam ediyorum işte. aslında pek çoğunu hali hazırda izlemişim de kendisini sonradan yakından tanıdığım için farkında değilmişim. 

In The Heart Of The Sea aslında pek çoğumuzun zaten bildiği bir hikayenin hikaye olma aşamasını anlatan bir film. Moby Dick'in. 

Benim filmden anladığım hısrları ve bitmek tükenmek ihtiyaçları yüzünden insanoğlunun dünyanın içine ettiği. Evet evet filmin tek cümle ile özeti bu olmalı. 

Ayrıca Moby Dick e de eline sağlık demek istiyorum az da olsa mahlukluğumuzu yüzümüze vurduğun için. 

Benden 7.0 puan aldı bile. 

The Wind Shakes the Barley ( Özgürlük Rüzgarı) 

Cillian Murphy serisine devam. Eksperi olacağım yakında :)

İrlanda diyince aklıma özdeşleşen tek konu Özgürlük oluyor nedense. Belki de Braveherat'tan kalmıştır.

İrlanda'nın özgürlük mücadalesini bu kadar sakin anlatan başka bir film vara mıdır belki vardır ama ben bunu izledim gayet de iyi ettim.

Üzerinde yemin ettiğin dava üzerine neler yapabilirsin, neleri göze alabilirsin?

Aklının alamayacağı konulara..

Sanırım bu başarıda üstad Ken Loach ın katkısı da büyüktür.

İzleyin de ülkemin içler acısı şuanki halinde geçmişte fedakarlıkta bulunan insanlarımız için ağlayın.

7.5

Breakfast on Pluto 

Hep yeni filmler izleyecek değiliz ya biraz da başkalarının önderdikleri filmleri izleyelim değil mi?
Aslında bu öneriden ziyade Cillian Murphy hayranlığımın başlaması ile oldu desem daha doğru olur.

Efenim sağolsun birkaç arkadaşımın ittirmesi ile hayranı olmakla kalmadığım muptelası da olduğum dizi Peaky Blinders'ın seni gidi Tommy Shelby si nin gerçek hayat ismi Cillian Murphy. Eh dizi de sezon finalı yapınca el mahkum Cilliancığımın diğer filmlerini izlemeye.

İyiki de izlemişim. İlk sahnesi had safhada başka bir filmi ( Velvet Goldmine olabilir) çağrıştırsa da çok iyi diyebileceğim bir film olmuş.

2005 yapımı bu filmde erkeksi duyguları olmayan ve bundan da gayet mutlu olan Patrick namı diğer Kitten'ın acıklı öyküsü yer alıyor.  Arka planda da 1970 lerin özgürlük hareketi ve İrlanda'nın bitmez tükenmez özgürlük mücadelesi.

Cillian MUrphy nin oyunculuğu muhteşem. Kendisini ayakta alkışlıyorum. sarılıp iki yanaklarından bol bol öpüyorum :):) :)

Benden çok rahat 8 aldı.

Homofobik değilseniz izleyin be. Homofobikseniz de izleyin de niye böyleyim ben diye bi sorun kendinize.

Love, Simon 

Genç de değiliz ama gençlik filmlerine meraklıyız ruhumuzu genç tutmak için. 

Love, Simon da gerek öyküsü gerekse oyuncularının masumiyetleri duru oyunculukları ile keyifle izlenen bir film olmuş. Aslına baktığınızda konu oldukça derin ama sağolsun senarist o kadar olağan işlemiş ki bunu çok keyifle izliyorsunuz. 

Simon 13 yaşında Guy olduğunu fark eden ama bunu kendine itiraf etse de 4 yıl boyunca yakın çevresinden sır gibi saklayan aklı başında bir delikanlıdır. 

Bir gün okulun chat sayfasında Guy olduğunu itiraf eden ama adını saklayan bir okuldaşı ile mailleşmeye başlayınca hayatı değişiverir. 

Filmin en güzel dersi neden insanlar Guy olduklarını açıklamak zorundalar ki? Heteroseksül olduklarını açıklamak zorundalar mı ki?

Benden rahat 8 puan aldı. 

Not: Bi de kardeşim bu Amerikalılar neden böyle güzel evlerde oturuyor. Bu evleri gördükçe hep şu iğrenç şarkı beynimde yankılanıyor " Biz insan değil mi yeaaaakkkk... "

The Maze Runner: The Date Cure

Efenim farkındayım günler aylar hatta yıllar geçti ki blogumda şöyle bi film yorumu yapamadım. Ancak velakin maruzatım çok tatlı kızımdır :) Kendisi hoppadanak en güzel hali ile hayatımıza gireli 2 yıl oldu ve ancak dengeleniyoruz.

Neyse lafı uzatmayalım. Tarih sırasına aldırmadan son dönem izlediklerimi yorumlamaya başlıyorum hazırsınızdır inşallah.

Labirent serisinin son filmi Son İsyan. Diğerlerini izleyeli epey yıl olmuşkene konuyu ve karakterleri hatırlamada biraz sıkıntı çeksem de sonra hemen kendini toplayan ve bölüm içinde bol aksiyonla akan iyi bir film olmuş. Ama itiraf etmeliyim ki ilk ikisinin " ay nolcak şimdi" " bu da ne be" gibi şaşırtıcı nidalarını pek attırmadı.

Kötülerin iyi iyilerin biraz aptal olabileceğini de yüzümüze bir kez daha çarptı ya ... Bunun için bile izlenir.

Eh siftahım bol olsun.
Benden 7.5 i kaptı gitti...

BlackPanther ( Kara Panter) 

Bir Marvel uyarlaması daha. Sanırım bu filmi en ilginç kılan şey yani benim için siyahi bir süper kahramanın olması. Siyahi "Tanrı"lara oldukça alışık olmama rağmen bu beni neden şaşırttı diye sorarsanız onu açıklayamacağım çünkü ben de bilmiyorum. 

Ülkenizin elinde çok çok güçlü bir madde var siz bunu kendi gelişimiziniz için kullanıyorsunuz ama ya dünyanın geri kalanı? Hoş ben de olsam dünyanın geri kalanını pek umursamazdım. 

Teknolojik efektler ağırlıklı ama hikayesi çok çocuksu kalmış bir masal olmuş. Yine de izlettirmedi değil. 

Ama benden en fazla 6.5 aldı. 

Hostiles ( Vahşiler) 

Çocukluğunda Clint Eastwood un mavi gözleri ile İyi Kötü Çirkin filmi ile tanışıp da bu yaşa kadar vahşi batı filmlerine ilgi duymamak pek mümkün olmuyor.

Çocuk da hazır uyumuş yarın da iş yok . gece geç vakit de olsa ne yazar ben ne izleyeyim acaba soruma tesadüfen cevap olmuş bir film oldu.

Tabi ki yine Amerikalıların gözünden yerli sorunu anlatılmış. ama bu sefer biraz da kendilerini sorgulamışlar sanki. Kim kime göre vahşi? Bence burda ve her zaman yerliler haklı... Sen kalk gel adamların topraklarını işgal et, adamların kökünü kazımaya çalış sonra da merhamet bekle..

tabi böyle diyorum ama filmin ilk yarım saati gerçekten hüngürdetecek cinsten sahneler ile dolu idi. hele ki yeni bir anne için.

Neyse efenim değişik bir film olmuş bence izleyiniz.
Benden çok rahat 7.5 puan aldı.

Dangal 

Amir Khan olur da izlenmez mi arkadaşım. Adam yine yapacağını yapmış. Mükemmel bir hikaye , mükemmel bir prodiksiyon mükemmel oyunculuklar. 

Hint filmi diyip de izlemeyenler gerçekten hödüklük ediyorlar :) 

Eski bir güreşçi, şimdilerin antronörünün 2 kızı var... Ee güreş dünyasından geri mi kalacaklar..

Hadi canım ordan. Kızlar güreşemez diye kim demiş. Acı kan ter her zaman başarı getiririr. 

Eşim bile izleyip beğendiyse bu film gerçekten iyidir. 

Benden kocaman bir 9.0 puan aldı. 

Darkest Hour ( En Karanlık Saat) 

Dunkirk' hakkında konuşurken küçük bir not düşmüştüm paralelinde En Karanlık Saat filmini de izleyin ki konuyu farklı bir noktadan da yakalayın diye.

İşte En Karanlık Saat 2. Dünya Savaşı'nda İngiltere'nin politik haliyeti ruhiyesini zor kararlarla ortaya koyan , politikanın pis ve hırslı bir o kadar da ezici yaşantasını anlatan Garry Oldman'ın muhteşem ötesi oyunculuğu ile perçinlenmiş etkileyici bir film.

Yani hitabet hitabet hitabet..... Politikanın tek gerçeği bu.
İyi olan değil İyi Konuşan kazanır. Dediklerinin doğru ya da yanlış olması pek de muhim değil..

Kesinlikle 9 puanı hak ediyor.