22 Aralık 2014 Pazartesi

The Hundred - Foot Journey : Aşk Tarifi

Bu Hindistan sevdası Hindistan'a gitmeden bitmicek anlaşılan bende :)

elim bir kaza sonrası memleketleri Bombay'dan ayrılmak zorunda kalan aşçı bir ailenin Fransa'nın çok tatlı bir kasabasında son bulan - filmi de başlatan tabi - Avrupa maceralarını içeriyor.

Laptopumun kafayı yemesi neticesinde Note 2 ye Allah Razı olsu duaları ile sonunu getirebildiğim filmde Hindistanlı ve Fransız mutfağı ile birbirleri ile savaşan iki lokantanın hikayesini izliyoruz. Ee ne demişler en büyük aşklar nefretle başlar...

Bu arada neden son dönemlerde yemek konulu filmler bu kadar popüler. Yoksa bu filmler yüzünden mi kilo aldım ben yaaa :(

İlla izlenecekler listenize eklemeyecek olsam da hiç bir şey bulamadığınızda bir iki yemek tarifi ilhamı alabilmek için bile izleyebilirsiniz.

Benden 7.2 aldı. O da Hindistan aşkına:)



Gone Girl: ( Kayıp Kız)

David isimdaşlardan Fincher abimizden güzel olmakla birlikte abartıldığı kadar da mükemmel olmayan bir film .

Tamam hikaye güzel bulmaca çözdürüyor ama çok mu ağır aksak ilerledi nedir o heyacana bir türlü adapte olamadım. Bazı sahneler çok gereksizdi. Fazlaca uzatılmışlığı bir yerden sonra adapte olamadığım heyecanı da yavaş yavaş öldürdü demezsem yalan söylemiş olurum. hayır vaktim olsa kurucam kurgu programını baştan sona kurguluycam ama vaktim yok işte netçen :)

İzlemeyenler için çok detaya değinemiyor olsam da biraz da fazla ca kaba olacak olsam da erkek ağzıyla filmiz özeti : Karı kısmından korkacan arkadaş :P

Anneeeğğğğ .....

Fincher da çok takıcak ama :P benden ancak 7.5 alır bu film.



Predestination:

Tamamen Webteizle.org daki arkadaşın yorumuna istinaden izlediğim bir filmdir kendisi.

Arkadaş kafa yakıcı demişti yorumunda . Yok o kadar değil de gene de paradoksu ile hayli dikkat çekici bir film olmayı başarmış. Filmin gidişatı ile belli bir noktaya kadar çözülebilse de sonunda yok canım dedirten bir son oldu:)

İlk okulla beraber ( en azından benim için) hayatımıza giren ilk paradoks " Yumurta mı tavuktan çıkar; tavuk mu yumurtadan?" nın cevabını bulabileceğiniz :) bir film.

Bence heeep aynı hikayelerden sıkıldıysanız vakit arayabileceğiniz iyi kalitede bir film diyebilirim.

Imdb ile aynı fikirdeyim: 7.5

12 Aralık 2014 Cuma


Fury:


Savaşı yaşamak istediğim tek yer filmler.

İyi savaş filmlerini çok severim. Hayatın en basit en saçma en iğrenç en saf en beklenmedik ve en vahşi yönlerini gösterir hep. Bu zamana kadar bir çok ülke yapımı bir çok film izledim. Elbette hepsi de gerçekte de hangi tarafta yer alıyorlarsa kalemlerini ve kameralarını da o yöne çevirmişlerdi.

Fury de onlardan biri. 2. Dünya Savaşında bir tank bölüğünün başından geçenleri anlatıyor.

Tabi ki savaşın en enleri ile. Brad Pitt çok çok olgunlaşmış, olgunluk çekiciliğini daha da artırmış ve fakat. Bizim saftirik Norman hasbelkader bu grubun içine düşer ve hayatın ne demek olduğunu en sertinden öğrenmeye başlar.

Tanrının neden savaşalara izin vermesi meselesini de kendi aralarında argo şakalaşmalara dökerek inceden yorumlamışlar.

Basit öyküsü ile oldukça etkileyici bir film.

8 point goes to Fury :)



The Maze Runner: ( Labirent)


Sevgili arkadaşım Ebru sonunu dahil her detayını anlatmış olsa da izlemden geçmeyeyim dediğim bir film oldu.
Bir grup gencin kendini tuhaf olayların içinde bulmasından oluşan filmlerden biri. ( hala en iyisi Azumi çakması Açlık Oyunları )
Kahramanımız Thomas kendini etrafı koskoca bir labirentle cevrili bir kapanın göbeğinde bulur. Bu 3 yıldır kısılı kalan diğer çocuklarla bir kaçış yolu bulma çabasındadır.

Biraz Lost havasındaki film sıkışık bir mekandan bir derece olsun merak duyulacak bir hikayeye dönebilmiş.
Film bana bilmem hatırlar mısınız ama "Sineklerin Tanrısı" isimli romanı anımsattı, her ne kadar eline su dökemese de.


Boş vaktin varsa kafa da yormak istemiyorsan öylemesine izleyebileceğin bir film.
Benden ancaj 6.5 aldı.. Sizi bilemem. :)


21 Kasım 2014 Cuma



Interstellar (Yıldızlar Arasında)


Fark ettim ki bir filmi sinemada izlemek için iyi bir neden olmalı lazım.

nedenlerin hepsini birden toplamış bu filmi 41' HD tv de heba etmek istemedim.

Pişman mıyım tabi ki hayır. Hayatımın 3 saatini , ömümün sonuna bir son daha ekleseler göremeyeceğim bir kurguya harcamış olmaktan hiç mi hiç pişman değilim.

Bilimkurgu olmasına rağmen olabileceği en olası hikayeye sahip . sonra insanlıktan nasibini almış, yani insanlığını kaybetmemiş - maaalie gitmeseydik böhüeee diye ağlayacağım sahneler süperdi-
doğru ya da yanlış, çıkışta en beteri google ı açıp az da olsa fizik e bulaşmanızı sağlıyor. Yani sor bana babaanne paradoksunu sular seller gibi anlatırım. hatta ingilizce bile anlatırım o derece yani...
sonra umudunu kaybetmemiş ....
ha bi de görselliği de eklersen, daha ne.. bir bilm kurgu filminden isteyip de bulamayacağınız hiç bir şey yok ....

düşünsene 3 saat çocuğunla oynasan yoruluyon, 3 saat hiç durmadan konuşsan bayılıyon, 3 saat durmadan yemek ya da içmek ise namüsait ....
ama garantidir ki 3 saat boyunca bu filmi gözünü ayırmadan mümkin olsa nefes almadan merak ve zevkle izleyebiliyorsun. daha ne diyim ki : 10/9.5


12 Kasım 2014 Çarşamba


Guardian Of The Galaxy


Bazen o kadar çok yanılıyorum ki. Sonra kendime o kadar çok ama çok kızıyor ve bir daha söz bu kadar ön yargılı olmayacağım diyorum ama inşallah olmayacağım ... ( hint filmlerine olan ön yargım gibi ne saçmalamışım ama )

işte bu da yaptığım hatayı şlaaaakkkk diyerekten yüzüme vuran bir film oldu. Afişine bakıp da amannn ne saçmasapan bir film dediğim ama çocukluğumun Indiana Jones lezzetini, o mükemmel hoşnutluğu bana tekrar yaşatan bir film. Galaksi bekçileri.

Çok eğlenceli,çok renkli, çok aksiyonlu, ve de ince espirileri ile gerçekten komik bir film. Kendisine sonsuz özürlerimi diliyerekden izlemeniz tavsiye ediyorum:

10/8.0 bence.


4 Kasım 2014 Salı


Lucy

Bir insan yanlışlıkla  beyninin %100 ünü kullanırsa ne olur u anlatan sağlam kadrolu güzel bir bilimkurgu.

ama o kadar hızlı gelişip bitiyor ki noldu ya diyip kalakalıyorunuz.. biraz daha uzun ve biraz saha yayılmış bir hikayesi olsaydı (izleyiniz Transcendence filmi % 80 aynı konu ) çok çok çok daha iyi olurmuş. 10/6.5


3 Kasım 2014 Pazartesi


Hercules


Özet geçersek:

Kas, kin, savaş, epik, güzel kadın.

Filmin ilk 10 dakikası filmin geri kalanına onbin basardı. mükemmel efektlerdi. japon abilerimize saygılarımızla. zaten filmin trailer ında sadece o sahneler vardı :P

Bilindik bir hikaye, bilindik bir anlatış, evde kafa dağıtmak için izlenebilir.. çok fazlasını sunamıyor maalesef.

10/6 anca.


15 Eylül 2014 Pazartesi

Goemon

Bir Japon efsanesi üzerine eğlenceli görselliği fevkaladenin fevkinde bir filmcik.

Tipik bir Robin Hood uyarlamsı olarak gözükse de : özgürlük, dostluk, sadakat, intikam ve inanç üzerine güzel bir hikayesi var. tabi anlayana:)

Bi kere adamlar dövüş ustası daha ne istiyorsun. Usta şinobiler..Goemon küçükken anne babasını kaybeder ve bir Japon derebeyi ( böyle denir sanırım) onu yanına alır ve usta bir şinobi olarak yetiştirir. Hem de kim yetiştirir : Hattori Hanzo.

Ancak derebeyinin anlayışı savaşsız bir dünya yaratmak olunca varlığı da savaşla nemalanmak isteyen kötü kalpli diğer derebeylerince yok edilir. :( Ve hikaye başlar...

Kendini güçlendir çocuk. O kadar güçlen ki kimse artık elinden hiç bir şeyini alamasın..

Bu da filmden aklımda kalan güzel bir cümle :)

İzlenmesinde kayıp olmaz biraz uzun ama :) Benden 7 aldı.


The Fault in Our Stars ( Aynı Yıldızın Altında)


17 yaşında olsanız ve 4 yıldır kanserin pençesinde omzunuda bir oksijen tüpüne bağlı yaşamak zorunda olsanız. Ve annenizin zoru ile gittiğiniz kanserliler dayanışma grubunda hayatınızın ( ne kadar kaldıysa artık) aşkı ile tanışsanız. ve hayatınızın aşkı da kanser olsa....

Kim ister ki böyle bir hayatı değil mi? Ama hayat bu hiç birimiz ne ile karşılacağımız ve nasıl bir hayat süreceğimizi bilmiyor. önemli olan yaşadığımız şu anlarda kalbimizi güzelliklere açmamız.

Hayat bazen planladığımızdan daha kısa olabilir.

Hayat ile ilgili çok güzel motivasyona iten etkileyici sade gerçekçi duygusal sıcacık ve tabi ki acıklı bir film.. İzleyin :) Benden 8.5

Fimden aklımda kalan bir an:

0 ile 1 arasında o kadar çok sayı var ki.. ama 0 ile 2 arasında daha da çok.

seninle 0 ile 2 arasında yaşadığım onca şey için zaman için çok mutluyum. ( özeti buydu yanılmıyorsam)


Edge Of Tomorrow ( Yarının Sınırında)

Film dediğin böyle olur. Başlangıçta çok klişe bir hikayesi varmış gibi gözükse de kesinlikle

zeki , akıcı aksiyonu doğru ve yerinde kullanmış bir hikaye ve filme dönüşüyor. Baş karakter Cage in aynı günü defalarca yaşayabilme özelliği dünyayı istila eden ve insan ırkını neredeyse yok olma tehlikesi ile başbaşa bırakan uzaylı yaratıkları nasıl alt edecek? İşte bu uzun soru cümlesinin yanıtı izlemeye değer bu filmde ...
Leonardo di Caprio dan sonra Tom Cruise da yaşlandıkça güzelleşen adamlardan bence . Hem fiziksel hem oyunculuk anlamında :)

Bu arada baş rol Tom Cruise da olsa da Emily Blunt da rolu ve oyunculuğu ile kesinlikle göz dolduruyordu.

Keyifli ve pişman olunmayacak bir film :) Kesinlikle 8 i hak ediyor.



Godzilla ( devasa Japon yaratığı) 

İtiraf ediyorum ki sırf Ram mutlu olsun diye izledim :P ÇOk saçma bir hikayesi olan çok saçma bir bilimkurgu filmi...

Büyük bir kertenkele nasıl ilgi çekici olabilir ki... :(

hem sen o kadar radyasyonu ver hayvanlara sonra sana saldırdıklarında hüüü de ağlaa... hadi canım ordan. saçma işte ..Hiç beğenmedim ben :)

Ama sevgilim için Godzilla bile izlerim o derece yani :P

benden anca 5 puan aldı.



Belle

Belle . Beyaz bir İngiliz aristokratı ve zenci bir kadının gayri meşru çocuğudur.

Ancak ilginçtir ki Belle nin babası neyapıp edip yıllar sonra bulduğu öz kızını ailesine kabul ettirir ve Belle nin hayatını kurtarır. Evet Belleyi yeni ailesi kabul etmiştir ancak toplum kabul edecek midir?

Hem de nasıl kabul eder. Para işte tüm tabuları bir anda yıkıp siler! Öyleki beyaz bir asil! kadından daha değerli hale gelebilirsiniz.

Kölelik üzerine acı gerçekleri göz önüne seren ( 12 yıllık Esaret kadar olmasa da ) kendi çapında etkileyici bir film. Ve izlenmeyi hak ediyor.

Benden 7 puan aldı. :)

21 Ağustos 2014 Perşembe

Maleficent (Malefiz)

Bence kesinlikle dimağımızı geliştirecek ve insanı sorgulatıp en kötüyü bile sevme ihtimali doğurtabilecek bir film... ( Yani RTE için bile anlık da olsa düşünmedim değil --- yazıkkk kimbilir başına ne geldi de böyle kötü oldu diyee... ama cevabını bulamadım. Bi de bu laneti ne zaman bitecek O nu da bulamadım :P )

Bildiğimiz "Uyuyan Güzel" masalını bu seferde türk dili ile kötü cadı ! ve fekat aslında kötü peri ! tarafından anlatan bir film.

Dikkat ettim de iyiyi kötü yapan hep kendi iyiliğini! ( daha doğrusu çıkarını) düşünen diğerleri oluyor. İnsan bir kere kötüye dönüştümü onu iyi yapan da kendinden sonra iyilik düşünen diğeri oluyor. Sanırım böylece iyi kötü dengesi sürürüyor...

Angelina Jolie 'yi güzellik bakımında beğendiğim ilk filmi diyebilirim. Makyaj ve kostüm ve uçma yetisi gerçekten yakışmış. Sanki bir olgunluk gelmiş üzerine:)
Film benden aldığı 7.0 geçer notu ile izlenmeyi hak ediyor...

Blended (Karışık Aile)

Hani böyle hiç bir şey düşünmeden böyle beynimi dinledireyim dize yumuş yumuş ( hafif manasında) filmler izlemek istersin ya ... İşte ben de bu hissiyatla dün gece 22.30 itibarı ile izledim bu filmi.

Drew Barrymore ( biraz kilo mu almış ne) ve Adam Sandler'den ( nedense ben bu adamı çok komik bulamıyorum) eh işte denilecek bir aile komedisi.

Bir kaç sahnede gerçekten güldüm ama çoğu sahne zorlama gidiyordu... Filmin büyük çoğunluğunun Afrika'da geçiyor olması ve yerel tipleri zorla filme yedirmeye çalışması mı yoksa müzik eksiklği mi bişeyler filmi epey bir donuk kılmıştı. Ama zaten o anki amacıma uygun olarak, donup kelimenin tam manası ile vakit geçirmek olan benim için yeterli oldu gibi.

Tabi hiç bir romantik komedi Meg Raynn ın filmlerinin yerini tutamaz:) Bridget Jones'un Günlüğü de defalarca izlesem mutlu olduğum filmlerdendir. :)

Karışık aile benden maalesef ancak 6 puan aldı :)


18 Ağustos 2014 Pazartesi


The Lego Movie : Lego Filmi


Başlarken sıkıcı olacağını düşündüğüm ama 10 dk sonra kesinlikle ilgili ile izlettiren bence son yılların en keyifli animasyonlarından biri olmuş. Hele de çocukluğunda Lego ile oynayabilen şanslı orta yaşlılar için çok nostaljinin getirdiği bir mutluluk...

Karakterler çok yaratıcı, sanırım Lego'nun hemen hemen her konsept kutusunun hikayesi filmde vardı.

Espiriler de çok çok yerindeydi. Türkçe Dublaj izlemeyi hiç sevmesem de , iyi dublaj kendini belli ediyor ve izettiriyor mirim :)

Filmin benim beynimde özeti : saçma sapan ve çok çirkin olsa bile özgün olmaktan korkma ve kaçma.. Bi de bi yere sabit kalıp kalakalma...Değişimden korkma:)

Benden 8.0 aldı.


Shadow Recruıt : Jack Rayn ( Gölge Ajan Jack Rayn)

Tipik Amerikan aksiyon filmi. Bu sefer de kötü adamlar Ruslar.

Vatanı için kendini Afganistan'da feda eden bir askerin sonrasında mali ajan olup üstün yetenekleri ile gene ülkesini kurtarması .... Bak aklıma geldi de Aamir Khan'ın Fanaa filmi bile ki kendisi de bir ajan aksiyon filmidir. çok daha ilginçç ve sürükleyicidir.

Neyse şimdi bu emeğe de saygısızlık yapmayalım. :) hiç bir şey bulamayıp kafanızı da çok yormak istemiyorsanız hatta izlerken uyursam da üzülmeyeceğim bir film olsun diyorsanız ... Benden anca 6.0 aldı :)

Keira Knightley için izlemeye değer. Güzel işte...

Transcendence ( Evrim)


İnsan beyninin Tanrıyı oynadığı bir film daha.. Diğerleri hangileriydi diye sorma ama hatırlamıyorum. Hatırlarsam yazarım.

Birbirini sonsuza dek sevmeye yemin etmiş iki bilim insanı. Johnny Deep , ve kadının ismi önemli değil Johnny varken ... Öyle aşıklar ve zekiler ki birbirlerinden ayrılamadıkları için o çok çalışan beyinleri ile sonsuz yaşamı bulmuş oluyorlar. Hatta nasıl tanrı olunacağını.

Kör insanları, sakat çocukları bilimin gücü ile iyileştimek de bir nevi paygamber ya da Tanrı mucizesi değil mi?

Ayrıca bilim adamımızın kendini tüm evrene kopyalamak istemesi de insanların Tanrı'dan gelip O'na dönecek olmaları felsefesini anlat mıyor muydu sanki?

Filmi izlerken içinde bulunduğumuz inançların da kökenine bu kadar yakın hissetmemin sebebi bu olamaz mı?

Enteresan bir hikayeye sahip ama çok da akıcı değil nedense..Benden 7 aldı. Sizden ne alır bilmem ama izleyip az sorgulamakta fayda var..Tanrı'yı değil, kendimizi.




Divergent (Uyumsuzlar)


Bu hep böyle değil midir? Var olan sisteme karşı farklıysan dışlanırsın, ezik kalırsın, saklanırsın yok edilmek istenirsin. Sahip oldukların kendi içinde ne kadar güzel olsa da sen - kendin bile kendini sorgular kabul etmekte zorlanırsın...

Tabi film tam da bunları anlatıyor olmayabilir :)

Mükemmel düzenin sağlanıldığı düşünülen ütopik bir dünya. Herkes genlerinden gelen ya da yetkinlerine ( bir İK cı için yetkinlik nedir öğrenebileceği bir film) göre mevcut gruplara dahil olup o grupların görev tanımlarına göre yaşanılan bir hayat ... Genç ve güzel kızımız içindeki tüm karmaşık duygularla KORKUSUZlara katılmaya karar verir. Ee hali ile yakışıklımız da bu grup içinde hatta liderlerinden biridir. Sonra aksiyon falan filan ....

Filmin benim için çekici kılan tam da Tris ( ha Tris ha Fliz :P ) gibi aslında her şeyden biraz biraz sahip olmam ve sahip olmasam da yapabilirim gibi gelen şeyler....

Misal hızla giden bir trenden karşı apatmanın damına atlamak gibi :P

Ayyy şu an çok üşedim atlayamam da diyebilirim gerçi ben....

Açlık oyunlarını izleyip beğendiyseniz bunu da beğenirsiniz. Mantık ve gidişat aynı :)

Hadi izle. 7.0 puancık..


18 Temmuz 2014 Cuma



Sevmek Zamanı


1965 yapım yılı Metin Erksan hocamızın (valla. billa. kendisinden dersalmışlığım var) Bufilmini Bugünün sürprizi olarak izledim.

Halil meral'in fotoğrafına aşık olmuştur Meral de kendisine aşık olanbu adama fakat Halil bilmektedir ki surete duyulan aşk ete kemiğe bürününce yok olmaya mahkumdur:)

içinden O kadar güzel ve keyifli ve yalnızca sana aittir aşk dilediğin kadar dilediğin derecede seversin O bile bilmez ki aşkını. herşey yolunda sen mutlusundur. Sonra bir an gelir "aşk" sözlere hareketlere ve hayata dökülür sen ne kadar korksan Korumaya çalışsan da olan olur gerçek hayat karşına çıkar Ya o mutluluk devam eder. ya da her şey herşey gibi olur.

Garip ama ne çok şey anlatmış bu film bana

Güzel ve dönemi hatırına 7. 5 :)

ama seni tanıyorsam izleme sıkılırsın

8 Temmuz 2014 Salı

Noah (Nuh)

Nerden başlasam bilemedim zira başlangıçta hiçbir şey yoktu :)

Neden bu konuyu yeniden işlemişler sorusuna verilecek etkileyici bir cevap sunamadı maalesef filmimiz. Tamam kabul etmek gerekir ki dönemin her türlü teknik özelliklerini başarılı bir şekilde kullanmış ....

Hikayeye gelince bildiğimden ( Kur'an'da okuduğumdan biraz bi farklıydı) farklıydı. Bilemedim belki İncil veya Tevrat'ta bu detaylar da verilmiştir. Watchers   ların hikayesi güzel ve çok mantıklıydı. Ve insanların nasıl kötülükle dolup kötülüğü birbilerine bulaştırdıkları da güzelce anlatılmıştı. Ama nedense filmde bir şeyler eksikti hikaye çok hızlı ilerledi ve sanki en önemli noktalar arada kaynadı gitti. Daha hayret verici daha etkileyici daha dramatik sahneler olabilirdi. Ama gene de insanı dini olarak etkilemiyor değil, insan bir tuhaf duyguya kapılabiliyor, ben olsam ne yapardım gibi saçma sorulara kapılıyor. Hayır ben olsam ne yapardım ne ? zaten şu an da aynı şeyleri yaşamıyor muyuz, mucizeler de var kötülükler de .....Neyse çok fazla içsel polemiğe girmeden sonlandırmak gerekirse Russel Crowe ın bir artsını göremedim. Anthony Hopkins her zamanki gibi eli öpülesi alkış patlatılası bir oyunculuktaydı topu 4 sahnede görünmesine rağmen... Ha bi de filmin en saçmakomik lafı da izlediğinizde göreceksiniz ve anlayacaksınız " ..... ama bu imkansızz " lafı.

Hayır adam peygamber, etrafta melekler mucizeler dibe vurmuş ama bu imkansızzz diyor... Heh oldu canımmm. O zaman hiç kusura bakma puanın da max 7.0

olsun ama yazık gene de vaktin varsa izle bence , güzel yaa.... :) Kıyamadım :)


22 Haziran 2014 Pazar

X-Men: Days of Future Past

Kendimi aksiyona adamış durumdayım. atla zıpla koş vur kır dön dolaş falan filan :)
X- Men serisi her ne kadar beni oldum olası cezbeden bir seri olmasa da izlemeden de geçemiyorum nedense. ( Wolverine sebep olabilir :) )

Bu kaçıncı filmi emin değilim ama hikaye bazında sanırım pek de çekici olmayanı diyebilirim. Filmin ilk sahneleri mutantların ilk okul müsameresi gibiydi. Hepsi yeteneklerini göstermek için ekstra çaba sarfediyor gibiydi. Sonrasında film "Matrix" ile "Geleceğe Dönüş" arasında sıkışıp kalmış gibi geldi. Mutant kardeşlerimizin yok olmaması için geçmişe yaptıkları yolculuğunu anlatan hikaye, seriye yeni bir bölüm eklemek için zorla uydurulmuş gibi geldi. ( ayrıca neden olayın olduğu güne dönüyorlar da daha öncesine dönüp işi garantiye almıyorlar onu da anlamış değilim )
Geçmişe dönerek geleceği değiştirme çabası ileride daha çok X Men ler izleyeceğiz anlamına geliyor sanırım.
Bir kere daha vurgulamakta yarar var. Serinin en iyi filmi olmasa da izlemek de bir şey kaybettirmez.
Benden 7.0 puanı kaptın gitti :P


20 Haziran 2014 Cuma

Captain America


Dün akşam yaklaşık bir on dakikasında uyuyakaldığım ama bilinçaltımın mükemmel zamanlaması ile en güzel sahnerinde uyanarak izmemeye devam ettiğim Marvel hikayesi.

Neden Amerikalıların bu kadar süper kahramanı var ki? Hayır zaten adamlar dünyaya hükmediyor. Asıl bizim bi süper kahramana ihtiyacımız var :)

Neyse politik olmayayım az durim:)

Scarlett Johansson (Nataşa) ne kadar güzelse ( kızıl saç aşkım canlanmış olabilir) , Chris Evans ( Captain Amarika) o kadar çirkin değil mi :P

Hikaye tabi ki de bir süperkahraman hikayesi. Güçsüz vücudu yüzünden orduya girmekte zorlanan Steve (Captain) askeri bir deneyde gönüllü olur ve inanılmaz bir güce kavuşur...Serinin bu ikinci filmi ilk filmin sonunda Kaptanın buz dağında keşfi ve günümüzde uyandırılması sonrası günümüze adapte olmuş hali ile başlıyor. Kendisi asonsörde müzik çalınmaması dışında herşeye alışmış görünmektedir. Neyse konu iyi adamlar daima kötü adamları tekmelerden ibaret.

Ama görsel aksiyonu konusunda bir şey diyemeyeceğim. Çok hareketli ve benim sevdiğim gibi hoplamalı zıplamalı aksiyonun dibine vurmuş bir film olmuş. Çok detay vermeyeyim ama bir kaç noktada beklenmedik detaylar da koymuşlar öyküye.

Bi de niye kötü karakterler iyi karakterlerden daha çekici oluyor anlamış değilim :)

İşe git --- eve gel çemberinden bunalmışlara hareket dolu 2 saat garanti eden bu filmi öneririm. Teknolojisi yüzünden 8.2 lik bir IMDB puanına sahip olsa da ben max. 7.7 vericem :)

17 Haziran 2014 Salı


The Grand Budapest Hotel (2014)

Oscar töreninden beri aklımda olan ama bir türlü fırsat bulup da izleyemediğim bir film idi iki gün önceye kadar.

Kanları donmuş soğuk İngiliz ve Almanlardan bu kadar sıcak bir film nasıl çıkmış şaşırdım doğrusu :P

En sevdiğim tattaki filmlerden biri.

Bence filmin tarifi yine filmin içinde yer alıyordu. MENDL'S de: Birbiri üzerine dizilmiş merak uyandıran hikaye, rengarenk bir görsel şölen ve ustaların tüm yeteneklerini akıttıkları bir lezzet. İşte film - bence başrol oyuncusu sayılması gereken ve  hemen hemen her sahnede yer alan MENDL'S pastaları gibiydi.

Siz de benim gibi tatlı hayranı iseniz ama o kadar caloriyide değmeyecekse bünyeme ekletmem diyenlerdenseniz bu filmi mutlaka seyretmelisiniz. Sadece 1 ya da 2 sahne gereksiz uzatılmış geldi bana o da sanırım Gustave ın uzun ve pek bi güzel olmayan şiirlerinden kaynaklanıyordu.

Arkadaşlarımın beklenmedik bir son spoiler ları benim için çok beklenmedik bir son doğurmasa da 8 puanı rahatlıkla hak ediyor.

Ayırca Ralph Fiennes asla etkileyiciliğinden bir şey kaybetmeyecek :) Her filminde mükemmel mi olur insan arkadaşım bi yaşlan bi çirkinleş yahuuu :P yok illa etkileyici buğulu bakışlarımı atıcam filannn :P



4 Haziran 2014 Çarşamba



Queen ( Kraliçe) :



Filmin adının nerden geldiği ile başlamak istedi canım :) Başrol kahramanımızın adı Rani dir.

Bu da Kraliçe anlamına gelmekteymiş. Nişanlısının kendisini tavlama çabalarında kullanığı bir takma isim oluyor. Queen afişinden de anlayacağınız üzere yine bir Hint filmi.

Rani , ailesinin sözünden hiç çıkmayan toplumun tüm sıkı gelenek ve göreneklerine harfi harfine uyan genç kızımızdır. Ee yaşı kemale erince evlenmesi gerekir. O gün gelip çatmıştır. Yıllardır nişanlı kaldığı Vijay Londra'dan dönmüştür. Düğünleri bir hafta içinde gerçekleşecekken hooopp Vijay evlenmek istemediğine karar verdiğini söyleyiverir.

İşte filmin asıl öyküsü de bu şekilde doğar: Hayal kırıklığı ve mutsuzluk sonrasında hayatı nasıl değiştirir.

Tabi hayatınızın değişmesi için biraz birikmiş paranız ve rezervasyonu yapılmış bir balayı paketinizin olması da yardımcı olmuyor değil :)

Rani Paris te başlatıp Amsterdam da sonlandırdığı tek kişilik depresif balayı yolculuğunda edindiği dostlarla kendini yeniden bulacaktır.

Ne demişler bir kapı kapandığında mutlaka başka bir tanesi açılacaktır. Hayat olaylara ne yönden bakmamızla ilgili bir durum sadece :) Eğlenceli, sıcak, duygusal bir akışkanlığı olan bu tatlı hint filmi izleyin derim :) Benim puanım 7.7




Tamam söz bıktınız Hint filmelerinden biliyorum söz diğerlerine öncelik vereceğim:)







30 Mayıs 2014 Cuma


Space Pirate Captain Harlock

2013 Japonya yapımı bu anime manga, Japon animasyonuna olan hayranlık duygumu bir kez daha perçinledi.
2977 yılında kainat - artık dünya diyemiyoruz çünkü malum insanoğlu o zamana kadar dünyanın içine sıçmış çok afedersiniz :) - koskoca bir savaşın ortasında kalmıştır. İnsan ırkı yok olma tehlikesi ile karşıkarşıyadır. Elit politik kesimin yönetiminde bir takım insanlar kendi yarattıkları dünyalarında toz pembe yaşamakta ve insan ırkının devamını sağlayacağız koruyacağız ayağına yalan yanlış bilgilerle insanları kandırmakta; kendi çıkarlarının sürekliliğini sağlamaktadırlar. ( ne kadar da tanıdık değil mi?) İşte böyle bir haligidişatta kahramanımız Harlock dünyayı yeniden yaşanabilir bir hale getirmek için çabalamaktadır. Ama bilin bakalım o çok ileri elit politikacılara göre Harlock kimin nesi? Elbette teroristin, korsanın önde gideni ve tez zamanda başı vurulası olanı...
Herneyse, Horlock ve mürettebatı ve çok özel bir güçle çalışan gemileri Arcadia ve murettebata entrikalarla dahil olan yeni üyesi Yama ile hikaye olanca hızı ile devam etmekte.... Hikayenin 2. kısmında Arcadia'nın çalışma gücünün nereden geldiğini öğrenince gözlerim direniş ruhu ile yaşarmadı değil:) Anlamak için izlemeniz gerekir.
Anime Manga diyince zaten konuşmaya pek gerek yok,  kötüsünü henüz izlemedim :)
Yani bu işi nasıl yapıyorlar anlamış değilim. Gerçek insan oynasa bu kadar güzel olmaz :) Bu arada Captain Harlock da nasıl bir cooldur arkadaşım , saçlar başlar, o pelerin, kılıç mılıç, adamlar yapmış vallahi hayran kaldık kendisine... Japonların içinde kalan uzun boy, yakışıklılık ve etkileyiciliğin başarılı bir dışa yansıması olmuş....
İnsanoğlu yorgun. Her şey aynı. Peki bu adam neden ilerlemeye devam ediyor? İşte filmin ve belki de hayatın kısa bir özeti.
Bence izleyin ... Benim puanım bu türe özel ilgim sebebi ile 7.5:)




26 Mayıs 2014 Pazartesi


Dhoom 3


5 ay boyunca 3 saatlik bir Hint filminin Türkçe altyazısı çıksın da izleyebileyim diye merakla bekleyen hatırı sayılı insanların içindekilerinden biri de ben oluyorum.:) Nasıl bir deli isem. Filmi izleyemediğim müddetçe youtubedan bütün kliplerini ne kadar çok izlediysem youtube da açtığım her videonun introsu Aamir Khan oluyor. Allahım bendeki bu Hindistan tutkusu Hindistan'a gitmeden bitmeyecek anladığım kadarı ile. Sen en doğrusunu bilirsin Allahım :)

Her neyse filme gelirsek acımasız ama gerçek ki film çok gereksiz ve basit bir hikayeye sahip ...Aamir olmasa hiç bir gücün izlettiremeyeceği bir film. Ancak Amir'in oyunculuğu - ve kasları - göz dolduruyor :) Renkler o kadar canlı ki, filmin en güzel sahneleri tabi ki dans ve şovların iç içe olduğu sahneler. Film niye 3 saat sürüyor deme dans sahneleri başlı başına bir film ondandır.

Ayrıca motorlu sahneler de çok güzeldi. Motorlar güzeldi çünkü. İyi ki motor tutkusu olan bir insan değilim. Olmamış halimle bile benim niye yok diye üzülmedim değil :) Çok cool ve havalı ve tutkulu bişimiş motor ...BMW olunca da duble oluyor hali ile. Aamir i seviyosan bi de vaktin varsa ki iki günde anca izleniyor izlenebilecek bir film. Sonunu tahmin edemedim o ayrı. 6.0 ı hak ediyor o kadar para harcamış adamlar ...

Ama Aamir Khan filmlerine sıfırdan başlanacak bir film değil. Lütfen o filmler için diğer yorumlarıma bakınız:)

Filmin tüm puanlarını Aamir ve görüntü yönetmeni hak etmiş. senarist otur sana sıfır:) Katrina Kaif in sahne becerileri de takdire şayan :) Güzel kız nediyim şimdi gıcık :)

Neyse ki Aamir 19.aralık 2014 de yeni filmi Peekay vizyona girecekmiş artık onu beklicez 2015 ortalarına kadar.


8 Mayıs 2014 Perşembe


Pompeii

2014 yapımı bir felaket filmi. Memlekette bu kadar felaket durum insan ve anlayış varken felaket filmi izlemek de nasıl bir manyaklıksa o ayrı tabi.

Her neyse, filmimiz Büyük Britanya da başlayıp Napoli - Pompeii ye kadar uzanıyor. Filmimizde Game of Thrones'da bastard Jon Snow olarak tanıdığımız Kit Harington ve Matrix in Tirinity si olarak tanıdığımız Carrie Anne Moss gibi ünlü simalar yer almakta. Hikaye ana teması gereği tarihi bir olaya dayanıyor. Vezüv yanardağının patlaması ile küller altında kalarak yok olan Pompeii şehrinindeki bir aşkı anlatıyor. Kas, aşk, dövüşler, entrikalar , para hırsı ne ararsan var gibi bir film. Görsellik başarılı, hikaye de fena işlenmemiş saçmasapan bitmiyor en azından aklı başında bitiyor. sıkılmadan izlenebilir ama izlenmese de çok bir şey kaybolmaz... Ama gene de IMDB 5.8 vererek haksızlık etmiş bence nerden baksan 6.5 i hak ediyor.


26 Nisan 2014 Cumartesi

The Railway Man


2. Dünya Savaşı. Yer Tayland her zamanki gibi İngilizler'in Krallıklarını! oraya buraya bulaştırma hikayalerinden biri... Ne yazık ki bu sefer bu hikaye onlar için acıklı bitiyor. Kahramanımız Lomax ( ki Colin Firth iyi bir oyuncudur) muhtemelen 18-20 li yaşlarında 2. dünya savaşında içinde bulunduğu birliğin Japonlara teslim olması ile bir takım işkencelere maruz kalıyor. Bunu hayatı boyunca aşamıyor sonra Patti ( Nicole Kidman - o bile yaşlandıysa vay halimize :( / ayrıca böle isim mi olur pati diye... ) isminde bir kadınla tanışıyor ve geçmişe dair korkuları ile yüzleşmeye başlıyor. Film öyküsü gereği savaşın sebebini değil de işkencenin bir savaş suçu olduğunu anlatıyor.. Tam da bu noktada nedense İngilizlere acıyamıyorum, evet işkence bir suç olsa da , Japonların bu konuda ne kadar acımasız olabileceklerini tezahur edebilsem de Atom bombası çalışmalarının İngiltere de başladığını ve sonra İngilizlerin müttefiki bir ülke olan ABD tarafından zaten teslim olmuş bu ülkenin masum halkının tepesine atıldığını bilmek İngilizlere acımama engel oluyor. (ve yıllarca Hindistanlılara yaptıkları işkenceleri de unutturmuyor) Film çok hızlı ilerlemiyor, şuan ve geçmişi birbirinin içine geçirmesi fena olmamış,ayrı bir hava katmış filme. Filmden öğrendiğim en önemli konu olmayan teknoloji ile tren yolu yapmanın ne kadar zor olduğu ve ne kadar çok cana mal olduğu... Ha bu konu ilginiz çektiyse ve daha etkileyici bir film izlemek istiyorsanız o filmin adı Kwai Köprüsü :) The Railway Man benden 6.5 aldı...


20 Nisan 2014 Pazar

Enemy

Türkçeye çevirirsek Düşman diyebileceğimiz bu filmi izlemek için çok da kasmaya gerek yok bence...Sağlam irade :P niz yoksa bir saatte sizi sinema endistürisine düşman kılabilir :P Hikaye o kadar basit ki ...Senaryosu toplasan 10 sayfayı geçmez. Adamın biri izlediği bir filmde kendine çok benzeyen bir aktör görür ve onunla tanışmaya karar verir filan da falan. Sonra karakterler nedense böyle dehşetengiz bir şekilde içinde bulundukları durumdan tırsmaya başlıyorlar. Hayır ortada o kadar korkacak ne var anlamadık ama :) Filmin başındaki egzantirik olsun diye serpiştirilen çıplak kadınlar, tarantulalar filanla bir bağlantı kurmaya çalışsamda sonu itibarı ile - ee noldu ki şimdi dedirten bence son derece gereksiz çok da abartmıyım ama başarısız bir film olmuş. Böyle bir David Lynch özentisi olmuş ama maalesef ki David Lynch olunmuyor doğuluyor...IMDB de bu filmi 7.3 e çıkartan sinemaseverlere David abimizin tüm filmlerini izleme ödevi veriyorum. Sonra gene puanlasınlar.. Otur benden alsan alsan ennn fazla 4 alırsın. Gregor Samsa kılıklı seniiiiğğğ...

15 Nisan 2014 Salı

300: Rise of an Empire

İzleyen bazılarınızın hadi be ordan diyebileceği cümleler kuruyorum tam şimdi :) 300: Bir imparatorluğun yükselişi , serinin ilk filmi olan 300 Spartalı'nın içinden yeniden doğmuş ve genel 1. cisi her zaman en iyisidir kaidesini yıkarak çok daha etkileyici bir iş ortaya çıkarmış. Öncelikle senaristleri ( Zack Synder - Kurt Johnstad) ı bu yaratıcı birleştirme ve diriltmeden dolayı tebrik etmek gerekir. Filmin ilk 10 dk sında ee bu aynı öykü lafımıza karşılık sus da izle dedirtmişler. Bu filmi neden çok beğendim derseniz: destansı bir filmde olması gereken tüm öğeler vardı bence. Hani ailenin yaşlıları bir hikaye anlatır da zihninizin sınırsız görselliğinde onu yaşatırsınız ya.. İşte Noam Murro ki kendisi yönetmenimiz bunu büyük ölçüde perdeye yansıtabilmiş. Görsel anlatım - ufak tefek ( o kadar kanın içinde Artemisa nın elbisesinin kan olmaması filan) aksilikler dışında çok iyiydi. Hiç bir yerde ne bir fazlalık ne de eksiklik vardı. Dövüş sahnelerinin koreografisi yerindeydi. Ateşli silahlar olmadan savaşta insanların nasıl ölebileceğine dair güzel kanlı sahneler yer almakta. Misal kafasını kılıçla yarmak gibi :P Ayrıca kadınları kötü yapan tek etkenin erkekler olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi Artemisa.( Oyunculuğunu da beğendim sayılır) ( hak vermemek elde de değildi kendisine) Ha bi de savaşma seviş lafı da yalanmış..Ettiler de nolduuu ehuahhh....Lafı çok uzatmayayım da öyküyü iki tarafından bakış açısı ve hisleri ile , küçük de olsa ezilen çimenleri de anlatan meraklısı için izlenmesini kesinlikle önereceğim bir savaş masalı olmuş. Filmde geçen " Bu savaşla adamları anılara dönüştürüyoruz" lafını da tuttum... Benden 7.5 aldı İMBD de ne derse desin :)

9 Nisan 2014 Çarşamba

Snowpiercer

Eşimin patronun, eşime önerdiği - ne maksatla olduğunu anlayamasak da- ancak benim bundan bi haber olmama rağmen abdala malum olurcasına " bak  çok ilginç bir film" buldum diyerek seçtiğim film. 2013 Güney Kore yapımı bu filme bilimkurgu - dram hatta fantastik bile diyebiliriz. ( Güney Kore sineması yükselişine devam ediyor. )  İnsanın kendini - var oluşunu - ast üst ilişkilerini hayat memat meselesi sebebi ile bindikleri ve yolculuğu hiç bitmeyen bir tren vasıtası ile anlatıyor. Mekanımız bir trenin içi. Trenin baş kısmısı yaratıcısına, akabinde üst seviyeler, takdir edersiniz ki kıçı da bizim gibi çapulculara düşüyor:) Ama noluyor bu çapulcular isyan etmeden duramıyor. Tabi filmin sonunda isyanların sebebi öğrenmek biraz can acıtmıyor değil. Başlar ve ayaklar konulu sahne çok etkileyiciydi. Şu anki politik hassasiyetle izlediğinizde kendinize ve sisteme bolcana küfür edebilirsiniz... Ben çok beğendim. Tek mekan olmasına rağmen bir an olsun sıkılmadan merakla izliyorsunuz ve bittiğinde hayata boş dönmüyorsunuz. İMDB 7.1 vermekle ayıp etmiş bence... Benden kocaman bir 7.7 geliyor :)

29 Mart 2014 Cumartesi

47 Ronin

Keunu Revees dedik izledik ama açıkça söylemek gerekekirse hayal kırıklığı oldu. Bi kere filmin orijinal dili İngilizce.. Hiççç olmuş mu yani katanasını sevdiğimin Samurayları kibar kibar.. No ... Thankss.. Let's goo... diyo ... pehhh .... Nerde Japoncanın kodum mu oturturum gücü nerde İngilizce neyse hikaye bir Japon Beyinin koltuğuna göz diken kötü başka bir beyin entirikaları... Bizim samuraylar birden bire efendisiz kalıyor ve efedisiz samuray anlamına gelen Ronin e dönüşüyolar. Hikaye çok basitti, fazla bir bütçe harcanmamış gibi geldi. Bir iki egzantirik sahne dışında çok etkileyici değildi. Çok daha iyi olabilirdi. Hem Keunu da yaşlanmış mı ne beğenmedim Benden anca 6 aldı.

Hercules

Amannnn bu 47 Ronin den de beterdi maalesef. Bir kaslı adam bi güzel kız iki dövüş sahnesi koyduk diye film yaptık sanmışlar. Biz ki bu gözlerle Spartacüs ü Titanlar ı Thor u izlemiş insanlarız .. Olmamış yani konu ışık hızıyla geçti gitti anlamadık zati.. aman değmez bence vakit harcamayın. Benden anca 4.5 puan aldı.

24 Mart 2014 Pazartesi

Last Vegas

De Niro, Morgan Freeman, Michael Douglas - Michael Klein ın başrolleri paylaştığı çok keyifli bir arkadaşlık hikayesi. Gerçek arkadaşlığın nelere kadir olduğunu öğretiyor, bir de yaşlı olmanın ne zor ama kaçınılmaz bişi olduğunu. bi de hayatı dolu dolu yaşayabilmenin ne kadar önemli olduğunu. Hatırlamak istiyorsanız izleyiniz. 10/7.5

9 Mart 2014 Pazar

Frozen

Oscar almış bir animasyon. İki kardeş ile ile birlikte gerçek sevginin emek istediğini, korkularla yüzleşmeyi, kendini olduğu gibi kabul edebilmeyi ve daha bir çok şeyi keyifle öğreten eğlenceli bir film:)
Olaf'a da bayıldım.. Bence izleyin pişman olmazsınız. 10/7.5

6 Mart 2014 Perşembe

Dallas Buyers Club

Mathew McCounaughey ve Jared Leto'nun oyunculukları göz kamaştırıyordu her ikisi de ödülü hak etmiş oyuncular. Hani vardır ya klasil doktora gidersin 1 haftalık ömrün kalmış derler de ne yapacağını bilemezsin. İşe böyle bir hikayeden yola çıkan gerçek bir hayat öyküsü. Ama kahramanımız Ron telaşa kapılmıyor ve daha uzun yaşamanın derdine düşüyor ve birden hem kendi hayatını hemi de bu illetten muzdarip diğerlerininkini uzatıyor. Bu esnada da hayata karşı ne kadar da ön yargılı olduğunu öğreniyor. 10/8.5

25 Şubat 2014 Salı

12 Yıllık Esaret

Sevgililer gününde en sevdiğim şeyi yaptım film izledim ve izlediğim film sayesinde tüm canlı varlıklar için en vazgeçilmez sevgilinin ne olduğunu bir kez daha hatırladım :Özgürlük! Hangi film mi 12 yıllık esaret. Mükemmel bir film.. Özgür değilseniz " yaşamıyorsunuz" sadece "hayatta kalıyorsunuz". Brad Pitt yapımcılığında steve Mc quin yönetmenliğinde Chiwetel Ejiofor'un muhteşem oyunculuğu...ajitasyon olmadan siyah ırkın köleliği üzerinden giden bir hikaye ama aslında hepimizi kapsayan ve modern dünyada da çalışanlarını, halkını malı olarak gören ve fiziki / psikolojik işkenceye maruz bırakan yöneticilere içinizden küfürü bastırtan, düşündüren ve hakkaten sarsıcı ve çaresizliği iliklerinize kadar hissettiren bir film . İzleyin ve tek ve gerçek sevgili özgürlünüzü sakın ama sakın kimseye vermeyin. insan özgürse insan oluyor. 10/8.5

24 Şubat 2014 Pazartesi

The Fountain

Hugh Jackman ın oynadığı oldukça enterasan bir film... biraz karışık bir kurgusu olsa da 20 dk filme dayanırsanız yavaş yavaş kurunun içine giriyorsunuz ve filmi anlamaya başlıyorsunuz. bir film nasıl hem romantik ve hem bilim kurgu olur demeyin olabiliyor işte şivava ile bir kadının ölüm korkusunu yenmesi ve bir adamın ölüm korkusunu yenememesiyle olan vaktini de harcayıp gitmesi.. zor bir durum. anlamak için izlemek lazım. tanrıyı varoluşu yok oluşu yok olmayışı sorgulayan değişik bir film. izlenebilir 10/7

About Time

Zamanda Aşk . yazdım mıydı hatırlayamadım. komik romantik maceralı bir film. bir ailenin erkeklerinin müthiş bir özelliği vardır. zamanda yolculuk yapabilmek Genç Tim doğum günü hediyesi olarak aldığı bu yetenekle hayatına neler katabilecek neleri değiştiremeyecek. keşke benim de böyle bir yeteneğim olsa hayat daha kolay olurdu sanırım. yaşa bak beğenmiyosan git geçmişe değiştir.. ama ya değiştirince herşey daha kötü olursaa... ee biraz karmaşık bir durum tabi... sıkmadan izlenebilecek bir pazar gecesi filmi olabilir. 10/7

22 Şubat 2014 Cumartesi

Ghajini

Eee tabi gene bir Hint filmi ve tabi ki gene bir Aamir Khan filmi... Momento filmine benzerliği sebebi ile birkaç defa izlemekten vazgeçmiş olsam da bugün iy iki de izledim diyebildim. evet konunun bir kısmı benziyor Momento'ya. kısa süreli hafıza kaybı yaşayan bir adamın başından geçenler. ama örgüsü , kurgusu, renkleri .....3 saate yakın olmasına rağmen hiç sıkmadan keyifle izlettirdi kendini. bu arada Aamir bu film için tam 6 ay (yanlış hatılamıyorsam) vücut çalışmış, bu konuda bir klibi bile vardı. bildiğin göbekli yağlı hali ile başlıyor ama sonrasında amacına ulaşmış görülüyor. Hint filmleri ile tanıştığım için çok keyifliyim. Başarılıları gerçekten çok keyifli oluyor bence izleyin .10 /8

21 Şubat 2014 Cuma

Kitap Hırsızı: (The book thief)

2. dünya savaşı Almanya'sında geçen bir hikaye. Genel olarak sakin,hatta biraz yavaş ama çok da sıkıcı olmayan bir örgüde ilerlemeye çalışan bir film. Konu tam olarak birbirine bağlanamamış gibi geldi bana nedense. bir şeyler eksikti filmde ya da bir şeyler öylemesine oraya konmuş gibiydi. /( anlatıcının yeri) ordan burdan parçalar vardı ama kötü mü o kadar da acımasız olamam:) 10/6

American Hustel (Düzenbazlar)

Olmamış desem yeridir yani. O kadar muhteşem oyuncularla(Christian Bale, Bradley Cooper,Amy Adams,Jeremy Renner,Jennifer Lawrence ) ancak vasat bir hemencecik unutulacak bir film mi yapılır. Kurgu çok sıradandı( hele Irving'ın cam kırma hikayesi sanırsın Gülen Gözler onlar bile daha sıcak daha inandırıcı) . Gereksiz derecede fazla dialog ama bence az aksiyon vardı. sanki film Amy Adams -Jennifer Lawrence ın dekoltelerinin arkasına sığınmıştı. 10/ 5.5

13 Şubat 2014 Perşembe

Wolf of Wallstreet

Leonardo izlenecek yaşa gelmiş. BU adama kesinlikle obsesif hırslı deli adam rolleri çok yakışıyor (bkz Aviator) Hikaye çok akıcı çok keyifli o dünya gerçekten öyle ise dünyanın içine daldırıveriyor size. içeriğin çoğu normal ahlaki boyutlara sığmayacak konular ama Martin Scorsese o kadar iyi anlatmış ki filmde her şey çok normal sevimli anlaşılabilir geliyor:) +18 yaşındakilerin izlemesi tavsiye edilir. sinemada keserler mi bilmiyorum ama ben netten izledim 10/9

Walter Mitty

Tek kelime ile Forest Gump ne ise Walter Mitty de o. İzleyin 10/7.5

Kaçış Planı

Slvester Stollone ile Arnold'u bir kere daha buluşturan bir film - daha önce buluşmuşlarmıydı bilemedim- Arnold 'u özlemişim. Hikaye iyi ama tahmin edilebilir, aksiyon dolu akıcı eğlenceli izleyin üzülmezsiniz:) 10/7

The Rising: Ballad of Mangal Pandey

Hint filmi tabikide . Hindistan'ın pis İngiliz sömürüsüne karşı ilk ayaklanmalardan birini başlatan Mangal Pandey in öyküsü. Ben seviyom bu adamları filmlerini.. Başlatmak istedikleri isyanın tarihi de çok etkileyiciydi : 31 Mayıs ...( gerçi sonra başka şeyler oldu ama - ve fekat Hint Filmi sevenler izleyebilir:) 10/7.5

9 Ocak 2014 Perşembe

Hobbit 2

Sumurg'un çorak topraklarında: Kısacası çok gereksiz bir film. heyecan yok bilindik hikaye , belki de artık bu hikayeye çok alıştığımız için beğenmedim bilemiyorum.
En eğlenceli kısmı - Türkçe dublajında tabi - Venedik'e benzer bir yerleşim yerinin iktidarındaki adam ve baş danışmanının halklarının isyani hakkındaki çapulcu yorumları çeviriyi yapanda bir gezi esprisi ruhu hissettim vaktiniz varsa izleyin tabi ama

bence değmez... 10/5

Rush / Zafere Hücum

Bu film için gelmiş geçmiş en iyi yarış filmi diyordu eleştirmenler. Çok da haksız sayılmadıkları bir film. heyecanını akışını hiç yitirmiyor. gerçek bir hayat hikayesinden alındığı için de oldukça ilgi çekici. arabalala çok arası olmayan beni bile etkiledi. görsellik tam yerinde basit değil sanatsal. o motorların sesi için bile izlenir sanırım aklımda kalan : mutluluk düşman gibidir. sana kaybedecek şeylerin olduğunu hatırlatır der ! 10/7.5